Öyle Bir Gerçek Baba Ki...

Çarşamba, 16 Mayıs 2012
Bir dizi, yada kurmaca olduğunu bildiğimiz bir sahne ne kadar etkiler insanı? Neden kendini özdeşleştirir o karakterle? Yada neden o sahneyi dejavu zanneder? Çünkü gerçeğin ta kendisidir de ondan.


Öyle bir geçer zaman ki dizisinin 74. bölümünde dizinin annesi Cemile ve ayrıldığı kocası Ali kaptan'ın öyle bir sahnesi vardı ki, benim jenerasyonumdan izleyipte ağlamayan çok büyük azınlıktadır herhalde. Çünkü tam da benim jenerasyonumun baba modelini anlatan bir karakter, Ali kaptan. Babalığın şimdi ki gibi sevgi dolu, naif ve baba olmaktan korkulmadığı bir dönemin babası değil.


Babam hep övünerek anlatırdı, babasının yanında çocuğunu sevemediğini ve onun bir saygı göstergesi olduğunu düşünürdü. O sevemenin çocuğunda açtığı/açacağı yaraların hiç farkında olmadı. Çünkü aklında bir baba modeli vardı ve o model toplumsal cinsiyet rollerinin öğrettiğinin bire biriydi. O baskı, sen erkeksin böyle davranmalısın, babasın şunu yapmamalısın, bunu böyle söylemelisin diye tek tek aklına kazımıştı. Ve maalesef benim babam aklına kazınan o modelin dışına hiç bir zaman çıkamadı. Baba dediğin çalışıp ekmek parası kazanır,  o kadar. Çocuklarının saçlarını okşamak kurallar dışıydı sanırım.  Ne kadar kendi şuçuydu bilemiyorum ama o dönemde öyleydi, yada öyle söyleyip kendimizi kandırmanın, zarardan çok yararı olur sanırım. Belki de bu durumu bütün bir jenerasyonun babalarına yüklemem de bu sebeptendir. 


Tiyatroda yıllarca beraber oynadığım Ayla ablam hep anlatırdı babasının ona aldığı hikaye kitaplarını ve o kitapların onun için önemini. Bense o anlarda hep dinlemedeydim, çünkü hiç hikaye kitabım olmadı benim ve bu durumun maddi gücümüzle alakası yoktu. Maddi gücümüzle alakası olsaydı keşke, işte o zaman kitaplığım bile olurdu! 


Hatta hiç bisikleti ...............................................................................  .........BU BÖLÜM ÖZEL KALMASI GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLEREK, ÇIKARTILMIŞTIR ..................... ..........................................................................,vmalardı.


Maalesef bu ülkede Ali Kaptan gibi babalar (ve ne mutlu Cemile gibi anneler) çoğunlukta.  Her şeyi yapıp, edip sonra da pişman olmak ne fayda. Gerçi Ali Kaptan gibi pişman olmak, yaptıklarının yanlış olduğunu kabul etmekte başka bir durum. Bir de geçmişte yaptıklarının, yapmakta olduklarının ve gelecekte yapacaklarının bir b.k olduğunu zanneden babalar var! Ve maalesef ki o babalar yüzünden büyük bir yanı eksik olan çocuklar dolaşıyor etrafta. İzlememiş olan varsa, aşağıdaki linkten o bölümü (5. dk dan itibaren) izleyin derim, şahsen beni bitirdi o sahne :)

Bazı babalar izlese anlar mı acaba? Hiç sanmam!!!